
Üniversitemiz tarafından desteklenen 2024BFKS4 numaralı ‘‘Dezavantajlı Bireylerin Karşılaştıkları Ayrımcılıklarla Mücadelede Yenilikçi Bir Model: Sosyal Kooperatifçilik’’ sosyal sorumluluk projesi sosyal kooperatifçilik modeline göre işleyen bir kadın kooperatifi olan Tomurcuk Kooperatifi’inde Sosyoloji ve Psikoloji (İng.) bölümlerinden altı öğrenci ile sosyoloji bölümü Dr.Öğretim Üyesi Bengü Kurtege Sefer tarafından yürütülmüştür. Günümüzde kadın kooperatifleri yoksullukla mücadeleye, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmasına ve kadın istihdamının arttırılmasına yönelik alternatif bir örgütlenme modeli olarak sunulmaktadır. Sosyal kooperatifçilik modeline göre işleyen kadın kooperatifleri ise piyasa odaklı işleyen geleneksel kooperatiflerden farklı olarak, kamusal refah ve fayda üretmekte ve engelliler, yaşlılar gibi dezavantajlı grupların bakım ve eğitim hizmetlerine erişimini ve toplumla bütünleşmesini öncelemektedir. Down sendromlu ve otizmli bireylerin anneleri tarafından kurulup işletilen kooperatife yaptığımız beş ziyarette düzenlediğimiz sanat ve oyun etkinlikleriyle ve 22.Mart.2025’te okulumuzda düzenlediğimiz ‘‘Özel Gereksinimli Bireyler ve Sosyal Kooperatifçilik’’ paneli ile özel gereksinimli bireylere yönelik toplumsal önyargıları dönüştürmeyi, sosyal kooperatifçilik konusunda savunuculuk ve farkındalık yaratmayı, özel gereksinimli bireylerin eğitim süreçlerine ve toplumsal entegrasyonlarına katkı sunmayı hedefledik. BM Sürdürülebilirlik Hedefleri arasında engelli bireylerin güçlendirilmesi, ekonomik ve toplumsal entegrasyonun sağlanması (10.2) ve engelliler için insana yaraşır istihdam olanaklarının sağlanması (8.5) hedefleri yer almaktadır. Projemiz kapsamında yürüttüğümüz faaliyetler bu hedeflere katkı sunmaktadır. Toplumdaki yaygın bakış açısına göre özel gereksinimli bireyler, sosyal etkileşimi zayıf ve bilişsel gelişimi geri bireylerdir. Bu bireylere yönelik toplumsal etiketleme ve algılama biçimleri, onların toplumsal dışlanmasına yol açmaktadır. Proje sürecindeki deneyimlerimiz ise bu ön yargıların geçersiz olduğunu ve özel gereksinimli bireylerin davranışlarının yetersizlik yerine, beceri ve yaratıcılık kavramları ile açıklanması gerektiğini gösterdi. Kooperatife gerçekleştirdiğimiz ilk ziyaretimizi, özel gereksinimli bireylerin annelerinin hazırladıkları ve kendilerinin yemekleri servis ettikleri kooperatife bağlı Atölye21 mutfağına gerçekleştirdik. Burası özel gereksinimli bireyler için istihdam olanağı yaratmakta ve onların ekonomik ve sosyal entegrasyonuna katkı sunmaktadır. Ayrıca kooperatifte eğitim alan gençlerin çoklu bakış açılarını yansıttıkları tuval üzerine resim çalışmaları ve puzzle, oyun hamuru, dikkat geliştirici kitap, kule lego içeren oyun etkinliklerimizle eğitim süreçlerine katkıda bulunduk ve sosyalleşmelerini sağladık. Geri dönüşüm konusunda özel gereksinimli bireylerin farkındalıklarını arttırmak için kitap okuma ve değerlendirmesinin ardından geri dönüşüm malzemeleri kullanarak sanat etkinlikleri yürüttük. Sergi, sosyal kooperatifçilik konusunda sunumlar, proje ekibi öğrencilerinin ve Tomurcuk Kooperatifi gençlerinin dönüştüren deneyimler paneli ve Tomurcuk gençleri korosunun katılımıyla gerçekleşen panelimizle de sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında özel gereksinimli bireylerle ilgili ön yargıları dönüştürmeyi ve onların toplumsal entegrasyonunu sağlamayı amaçladık. Projenin akademi ve sosyal kooperatifçilik konusunda geliştirilecek yeni iş birliklerine iyi bir örnek oluşturması amaçlanmaktadır.